Çocuklarımızın yaş grupları ve içinde bulundukları gelişim basamağı dikkate alınarak tasarlanan ders ve branş içeriklerimiz aşağıdaki şekildedir;
Kas ve eklem grupları için hareket açısını ve elastikiyeti arttırma amacı ile yaptığımız esneme egzersizleri; çocuklarımızın fiziksel gelişimine uygu etkinliklerle buluşmasına olanak yaratır, kendine güven duygusu kazandırır, benlik algısının gelişmesine olumlu katkı sağlar, grupla birlikte hareket edebilme becerisini geliştirir, dikkatini geliştirir, otokontrol kazandırır, yeni becerilere isteğini artırır.
Çocukların dil gelişimini ve Türkçeyi düzgün kullanmalarını sağlamak ve kendilerini kelimeler ile ifade becerilerini geliştirmeyi amaçlayan etkinliklerimizdir (şarkı, şiir, tekerleme, hikaye okuma, parmak oyunları, bilmece, dramatizasyon gibi). Çocuklarımız dinleme, paylaşma, sıra bekleme, kendini ifade etme ve kalabalık ortamda bulunma, bazen lider, bazen de izleyici olmayı öğrenirler.
Günlük hayatta her alanda karşımıza çıkan matematiği çocuklarımıza da hayatın içerisinden örnekler ile (nesneleri gruplara ayırmak, belli bir sıraya koymak, yemek için alışveriş yapmak, yemek pişirmek ve arkadaşlarına eşit şekilde ikram etmek vb.) öğretiyoruz. Amaç öğrencinin kendi matematik becerilerinin gelişiminde aktif rol almasıdır. Matematik programının amacı okul öncesi dönemde çocuklarımızı matematik kavramlarıyla tanıştırmaktır. Sınıflandırmak, ölçmek, objeleri ve sembolleri karşılaştırabilmek, sınıflandırmak ve aralarındaki benzerlikleri ve farklılıkları tanımlamak, parça-parça-bütün ilişkisini anlama, matematik terminolojisini kullanma, cetvel, tartı, saat gibi matematik malzemelerini kullanma yapılan çalışmalardır.
GEMS; heyecan verici, etkili, fen ve matematik etkinliklerini sınıflara taşıyan kaliteli ve esnek bir ders programıdır. Okulumuzda GEMS’i kullanmamızın amacı eğlenerek öğrenmeyi kalıcılaştırmaktır.
GEMS eğitimi ilişki kurabilme, düzenleme, ifade etme, deneyler yapma, bilinçli tahminlerde bulunma, uygulama, karşılaştırma yapma, gözlem yapma gibi bilimsel beceri süreç kazanımlarını destekler nitelikte hazırlanmıştır.
Okuma-yazmaya hazırlık çalışmaları ilköğretime hazırlık çalışmalarının içerisinde yer alan ve çocukların ilköğretime geçişini kolaylaştırmak amacıyla yapılan etkinliklerdir. Okuma ya da yazma öğretmek amacı taşımamaktadır. Hedef öğrencilerimizin seslere aşinalık ve hazır bulunuşluk düzeylerini artırmak.
Küreselleşme ile dünya üzerinde artan insan hareketliliği, birçok nedenlerle yaşanan iç ve dış göçler çok kültürlülüğü arttırmaktadır. Bizler okul öncesi eğitim programında çocuklarımızın kendi ülkesinin kültürünü tanıması ile başlayıp sonrasında farklı kültürleri de tanımasını içeren genişleyen bir çevre yaklaşımını benimsemekteyiz. Yaklaşımdaki genel amacımız çeşitli kültürel gruplar hakkında çocukların bilgilerini geliştirmektir. Farklı kültürlere toleransı artırmaya ve ön yargıyı azaltmaya yönelik kazanımlar programımızda yer almamaktadır. Genel kültür ile ilgili olan içeriklerimizi belgeseller ile pekiştirmekteyiz. Belgeseller ele aldıkları konulara göre çeşitli kategorilere ayrılabilmektedirler (tarihte yer almış kişilerin, olayların yer aldığı filmler, güncel haberler, gelecekte neler olabileceğine ilişkin görüşlerin ele alındığı filmler gibi). Bu yapımlar sahip oldukları konu çeşitliliği sayesinde farklı disiplinlerde eğitsel materyal olarak kullanılma potansiyeline sahiptirler.
Tarihte bugün dersi ile geçmişte ilgili günlerde hangi olayların yaşandığını ve kimlerin doğup kimlerin aramızdan ayrıldığını, dünyamız için hangi önemli olayların yaşandığını çocuklarımızla birlikte zamana yolculuk yapıp, geçmişimiz hakkında bilgi sahibi oluyoruz.
Kuklalar okul öncesi eğitim döneminde çocuk gelişimi açısından büyük öneme sahiptir. Çocuklar kuklayı bir oyun gibi algıladıkları için öğretim sürecine katılımları çok daha etkili olur. Kuklalardan serbest zaman etkinliklerinde yemek, uyku, tuvalet alışkanlıkları kazandırmada yararlanabiliriz. Kuklalar birden fazla duyuya hitap etmektedir. Dolayısıyla, kuralları hatırlamaları ve içselleştirmeleri açısından kolaylaştırıcı bir yanı vardır.
Origami çocuklar için yalnızca bir oyundan ibaret olsa da, temelinde yüksek derecede yeti geliştirme özelliği bulunmaktadır. Günümüzde yapılan çeşitli araştırmalar, çocuklara gerek okul öncesi gerekse erken okul döneminde origami çalışmaları yaptırmanın, çocuklara ciddi katkı sağladığını ortaya koymaktadır. Origami ile uğraşan çocukların el ve parmak kas becerileri gelişir. Göz ve koordine kasları da bu bağlamda gelişme gösterir, ayrıca odaklanmayı artıran bir unsurdur.
İnsanın kendisi ve doğayla ilişkisinde ortaya çıkan izlenimlerin, duyguların, düşüncelerin değişik araç gereçlerle anlatımıdır. Sanat etkinlikleri, çocuklarımızın özellikle yaratıcılıklarını destekleyen, kendilerini rahatlıkla ifade edebilmelerine olanak sağlayan, araştırma ve deney yapma, fırsatı sunar. Bu sayede çocuklarımızın hayal güçleri ve gözlem yapma yetenekleri gelişir, kendilerine ve diğer insanlara karşı olan duyarlılıkları artar.
Eğitsel oyun eğlenerek öğrenmek için en uygun araçtır. Eğitsel oyun sayesinde çocuk kendisine anlatılanları daha çabuk kavrar ve uzun süre unutmaz. Problem çözme, kritik düşünme hakkında tecrübe kazandırır. Bazı oyunlarda çocuklardaki kavram haritasının oluşmasına katkıda bulunur. Eğitsel oyunlar çocukta saygı ve hoşgörü kavramlarının gelişmesi de sağlar.
Okul öncesi eğitiminde genellikle “Öz Bakım Alıştırmaları” adı altında kullanılan çalışma alanı, Montessori eğitiminde “Pratik Hayat Uygulamaları” alıştırmaları ya da “Günlük Yaşam Becerileri” alıştırmaları olarak adlandırılabilir. Materyaller çocuğun yaşadığı toplumun kültürel özelliklerine uygun eşyalardan olmalıdır. Günlük yaşam becerileri alıştırmaları, çocuğun kendi işini başarması ve bağımsızlaşmasını sağlayacak çalışmalar olarak yorumlanır. Günlük Yaşam Becerileri alıştırmalarını, özellikle 2 yaşından itibaren büyük bir istek ve hayranlıkla yaparlar. Çocuklar bu alıştırmalarla hareketlerini koordine ve kontrol etmeyi, sabırlı olmayı ve odaklanarak çalışmayı öğrenirler. Bu alıştırmalar duyu, konuşma, matematik ve evrensel öğrenme alıştırmaları için bir ön hazırlık görevi görür.
Çocuklarımızın zihinsel gelişimini destekler, kavramları öğrenmesini sağlayarak hayatı tanımasına yardımcı olur. “Gözlemleme”, “karşılaştırma”, “sınıflandırma”, “uygulama”, “eleştirme” fırsatları yaratarak, çocuklarda düşünme ile ilgili bazı temel işlemlerin gelişmesine katkı sağlar.
Reggio Emilia’da uygulanan programın amacı çocuklarımızın sanat ve doğal malzemelerle kendilerini çeşitli şekillerde ifade edebilmelerine olanak tanıyarak çocuğu gözlemek, tanımak ve gelişimini belgelemektir. Çocuklar hem ellerini, hem de akıllarını ve duygularını kullanarak projeler üzerinde çalışırken mutludur, çünkü zaten merak ettikleri, istedikleri konular üzerinde pasif öğrenme metodlarından uzaklaşarak, kendi ilgi ve merakları doğrultusunda gözlem yapar, ölçer, sınıflandırır, tahminde bulunur, verileri yorumlayarak kendi hipotezlerini oluştururlar; deneyler yapar, gerekirse ulaştıkları sonucu değiştirirler. Reggio çocukları bilim insanıdır.
*Reggio Emilia okullarında çocuklar küçük ya da büyük gruplar halinde; kısa ve uzun süreli projeler üzerinde çalışırlar. Program, çocukların o dönemki ilgi ve ihtiyaçları doğrultusunda gelişen projelerden oluşur.
Önceden belirlenmiş teknikleri kullanarak yani metodolojik yöntemlerle adım adım yapılan eğlenceli bir “beyin fırtınası” biçimidir. Birbirinden farklı özgün fikirlerin gelişmesi için öğrencilere, yönlendirici nitelikte sorular sorulur. Bu sorularla öğrencilerin, standart zihinsel kalıpların dışına çıkmaları ve özgün fikirler geliştirmeleri hedeflenir.
Sanat terapisi referans alınarak oluşturulmuştur. Çocuklarımız sakinliğe ulaştırır, rahatlatan bir etki yapar. Bu çalışmadan sonra grup çalışmasında, uyum sağlamada olumlu etkiler görülür. Çocukların stresi azalır, çocuklar daha uyumlu hale gelirler.
Okul öncesi dönemde kendine güvenme, sorumluluk alma, sorumluluklarını yerine getirme, bir göreve başlama, tamamlama, takım çalışması, yalan söylememe, nezaket kelimelerini kullanma gibi değerlerin kazandırılması çocuğun tüm yaşamı boyunca kullanacağı becerileri de beraberinde getirir. Amacımız; sevgi, cesaret, dostluk, yardımlaşma, temizlik, saygı, doğruluk, nezaket ve benzerleri önem verilen toplumsal değerleri çocuklarımıza kazandırmaktır. İyi bir değerler eğitimi çocuğun akademik başarısını da direkt etkiler.
Mutfak faaliyetleri ile çocuklarımız basit günlük işleri yapabilme, kullanılan malzemeleri tanıma ve yeni tatlar keşfedebilmenin mutluluğunu yaşarlar.
Çocuklarımız, yaşlarına uygun olarak doğadaki yaşam döngülerini, permakültürün ve onarıcı tarımın temellerini öğrenip, doğayla daha uyumlu bir şekilde yaşayabilmek için neler yapılabileceğini deneyimliyorlar.
Zumba Kids, içeriğinde müzik ve dansı içinde barındıran bir egzersiz sistemidir. Bu şekilde çocukların ritim duyguları gelişirken aynı zamanda da onlar fark etmeden egzersizlerini de yaptırmış oluyoruz.
Müzik aletleri eşliğinde verilen müzik eğitimi ile çocuklarımıza eğlenerek ritim duygusunu aşılama, farklı müzik aletlerini tanıma ve kullanmalarına ortam sağlama, ses ve hareketlerle müzik duygusunun gelişmesine yardımcı olmak, bu alanda yeteneği olan çocukların keşfine katkı sağlamak amacıyla müzik etkinliği yapılmaktadır. Değişik ülkelere ve kültürlere ait müzikler dinleterek çocuklarda var olan müzik kulağının gelişmesi sağlanır.
Çocuklarımız aylık planda yer alan kavramlarla ilgili bilgiler ediniyorlar.
Çocuk için vazgeçilmez bir yaşama biçimi olan oyun, çocuğun en doğal öğrenme aracıdır. Onlar oyunlarla hisseder, düşünür, sevinir ve üzülür. Oyun çocuklar için keşfetme, öğrenme ve kendini ifade etmek demektir. Oyun; çocuğun kendini tanımasına ve kendini başkalarından ayıran özelliklerinin bilincine varmasına yardımcı olur. Çocuk oynarken diğer insanlarla iletişim kurmayı, paylaşmayı, işbirliği ve yardımlaşmayı, birlikte problemleri çözmeyi öğrenir. Sosyal kuralları ve etik değerleri oyun yoluyla daha kolay kazanır. Örneğin; oyun sırasını bekleme, başkalarının haklarına saygı gösterme, sorumluluk alma, haklı haksız, doğru yanlış gibi değer ve kuralların öğrenilmesini destekler.
Waldorf yaklaşımı eğitimi bir sanata dönüştürmeyi amaç edinen bütüncül bir yaklaşımdır. Çocukların sosyal, duygusal, ruhsal, ahlaki, fiziksel ve zihinsel açılardan dengeli bir biçimde ve çok yönlü olarak gelişebilmesini amaçlar. Çocukların bireyselliğini, özgüvenlerini ve bütünlüğünü desteklemeye ayrıca önem verilir. Çocukların sanat, müzik, hareket ile öğrendikleri; keşfederek, deneyimleyerek yaşantılarını zenginleştirdikleri düşünülür. Çocukların birbiriyle rekabet etmektense birbirlerine saygı duyarak, yardımlaşarak toplumsal aidiyet duygusu edinmeleri teşvik edilir.
Bir öğrenme yöntemi, kendini ifade etmede bir araç, ya da bir sanat biçimi olarak kabul edilir. Drama, en çok çocuğun öznel dünyası ve kişiliği hakkında ipuçları verir. Drama çalışmaları okulöncesi dönemde çocuğu bilişsel, fiziksel, sosyal ve duygusal olarak geliştirir ve çocukların tüm duyularını etkin olarak kullanmasına olanak sağlar. Çocuklar yaratıcı drama sürecinde konuşurlar, hareket ederler, bedenlerini, seslerini, duygularını, düşüncelerini kullanırlar, başkalarıyla iletişim içinde olurlar, kendi kendilerine kalarak düşünme olanağı bulurlar, özgün düşünce ve davranış oluştururlar, simgeleri kullanırlar, hayal kurar, kendini daha kolay ifade eder, eğlenir ve mutlu olurlar.
Büyük ve küçük kasların gelişimi, birbiri ve gözler ile koordinasyonu dikkat ve odaklanmayı gerektirir ve hayati önem taşır. Erken çocukluk döneminde bu koordinasyonun sağlanması için gerekli çalışmaları yapıyor ve çocuklarımızı hayata hazırlıyoruz.
Var olan bir bilgiyi, kendi hayal gücü ile birleştirerek, bilgiyi yorumlayarak kullanmayı eğlendirerek öğretir. Sözlü anlatım, dinleme, yorum becerisi, grup içi iletişim, empati ve sinerji becerilerini zenginleştirir.
Okul öncesi dönemi, çocukların kişilik gelişimindeki en önemli safhalara denk gelmektedir. Çok yüksek bir öğrenme potansiyelinin olduğu; bedenin, duyguların, bilişin, sosyalliğin hızla geliştiği ve değiştiği bu yaşlarda alınan eğitimin kalitesi, çocukların yaşamlarında kalıcı etkiler bırakmaktadır. Uzmanlarımız; çocuklarımızın ruhsal, bilişsel, davranışsal, kişisel, sosyal gelişimlerine eşlik etmekte, bu süreci gözlemleyerek ve uluslararası testler ile değerlendirerek uygun tespit ve yönlendirmeleri yapmaktadırlar.
Erken yaşta kodlama eğitimi almaya başlayan çocuklar; zihinsel gelişim, problem çözme becerisi, işlerin planlanması, durumlar arası ilişki kurma ve yeni fikirler üretme konusunda daha çok gelişim göstermektedirler. Ayrıca robotik kodlama ile de tanışan çocuklarımızın makinaların nasıl işlediği konusunda da temelleri oluşmaktadır. Bu sebeple zihinsel olarak bu yönde gelişmeleri, onların kodlama konusunda ileri yaşlarda daha başarılı olmalarını sağlamaktadır.